
Mandalina nın Faydaları
Mandalina: Partakaldan daha küçük, toparlak veya yassı, sarı-turuncu renkli, usaresi tatlı, hoş kokulu bir meyvedir. Mandalina kabukları portakaldan ince olup, daha kolay soyulabilir, fakat az dayanir. Memleketimizde Alanya-Antalya-Mersin-Iskenderun (Dörtyol) ve Rize bölgesinde yetiştirilir. Fakat, Bodrum ve Mersin mandalinası meşhurdur.
Türkiyede yetiştiği yerler: Akdeniz bölgesi, Dogu Karadeniz bölgesi.
Kullanıldıgı yerler: Meyveleri şeker, organik asitler ve C vitamini ihtiva eder. Kanı temizler, sinirleri yatıştırır, damarsertliği grip ve felçte faydalıdır.
Maydanoz un Faydaları
Maydanoz: Agustos-eylül ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, kazık köklü, 30-100 cm boylarında, iki yıllık otsu bir bitki. Ilk yıl bir yaprak rozeti, ikinci yıl ise bir gövde meydana getirir. Rutubetli ve sulak toprakları sever. Gövdeleri dik, tüysüz, köşeli, içi boş ve çok dallı, yaprakları saplı, parçalı ve koyu yeşil renklidir. Çiçekler şemsiye şeklinde toplanmıstır. Yaprakları tüysüz, yeşilimsi, esmer renkli, armut şeklinde ve özel kokuludur.
Kullanıldıgı yerler: Kökü ve yaprakları kullanılır. Yapraklarda uçucu yağ ve glikozit, köklerinde ise uçucu yağ, şeker, müsilaj ve glikozit vardır. Yapraklar vitamin (A,C,K) bakımından zengindir. Yapraklar idrar söktürücü ve tansiyon yükseltici olarak kullanılır. Ayrica, Iltihapli yaraların iyileşmesine yardım eder. aybaşi sancılarını keser. Yüksek tansiyonu düşürür. Kansızlıgı giderir. Kansere karşı korur. Mide ve barsaklarda gaz birikmesini önler. Cinsel istekleri artırıcı (Afrodizyak) özelliği vardır. Görme gücünü artırır. Kök de aynı özelliklere sahiptir. Taze yapraklar, papağan ve diger kuşlar için tehlikelidir.

Meyankökünün Faydaları
Meyankökü: Haziran-temmuz ayları arasında sarı-mavi veya kahverengi çiçekler açan, 0,4-2 m yüksekliğinde, çok yıllık çalımsı bitkilere "meyan" denir. Yapraklari parçalı, yaprakçiklar 4-7 çiftlidir. Çiçekler basak şeklinde durumlar yapar. Taç ve çanak yaprakları iki dudaklı olup, üst dudak iki kısa dişli, alttaki üçü uzun dislidir. Meyveleri düz ve salgı tüylüdür. Meyan bitkisinin 6 türü Türkiyede yetişmektedir. Daha çok Güney, Orta ve Doğu Anadoluda yayginlik göstermektedir. Bir kısmının kökleri tatlı, bir kısmının ise acıdır.
Tatlı meyan ; Anadoluda iki varyetesi bulunur. Bu türün çiçekleri mor ve tüysü yapraklıdır. Meyvelerinin üzeri çıplaktır veya tüylüdür. Bâzi yerlerde piyan olarak da bilinir.
Kullanıldığı yerler: Bitkinin kökleri, meyan kökü olarak tanınmakta ve kullanılmaktadır. Köklerinin kabuğu soyulduktan sonra veya soyulmadan güneşte kurutularak piyasaya sürülür. Bileşiminde nisaşta, şekerler, zamk, rezin, glisirrizin vardir. Glisirrizin şekerden daha tatlı bir bileşiktir. Köklerdeki miktari, bölgeden bölgeye değişir ve köklerin de etkili maddesidir. Kökler, göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, idrar çoğaltici ve tad düzenleyici özelliğe sahiptir. Eczâcilikta toz hâlinde, haplarin hazırlanmasında şekil vermede kullanilir. Sigara ve plastik sanâyiinde de kullanılan ilkel maddedir. Kola adı altında hazırlanan içeceklerin terkibine de girer. Ayrıca tâze veya kuru köklerinin kaynar su ile muâmelesi ve sonra alçak basinçta yoğunlaştirmak sûretiyle meyan balı elde edilir. Ticârette toz veya kalıplar hâlinde bulunur. Parlak siyah renkli, tatlı lezzetlidir. Suda kolaylıkla erir. Meyan balındaki glisirrizin miktari daha fazladir. Memleketimizde de meyan balı elde eden tesisler vardir. Gögüs yumuşatıcı, öksürük kesici, yara iyi edici özellikleri vardır. Mîde hastalıklarinda (bilhassa gastritte) faydalıdır. Meyan kökünün su ile tüketilmesi sonucunda elde edilen hülasa ise meyan şerbeti olarak bilinir. Daha çok Güneydoğu Anadolu bölgesinde elde edilir ve kullanılır. Meyan şerbeti koyu esmer renkli ve tatlı lezzetlidir. Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, öksürük kesici ve serinletici özelliktedir.
SİGARA SAĞLIĞIMIZA ZARARLIDIR. LÜTFEN SİGARAYI BIRAKINIZ.ve de İÇMEYİNİZ:
|
AİLE REİSİ EVDE BİR ÜĞRETMEN GİBİDİR. AİLE REİSİ İYİ-KÖTÜ NE YAPARSA ÇOCUKLARDA ONU ÖĞRENİR.
Isırgan Otu
Isirgan: Mayis-agustos ayları arasinda çiçek açan, 20-100 cm boyunda, virânelik, yol kenarlari ve duvar diplerinde bulunan bir senelik tek evcikli otsu bir bitkidir.Gövdeleri dik, 4 kösemsi, basit veya tabandan îtibâren dallanmistir. Üzerinde yakici tüyleri bulunur.Yapraklar sapli, oval sekilli ve disli kenarli, üst tarafi koyu yesil renkli ve parlak olup, yakici tüylerle kaplidir. Erkek ve disi çiçekler bir arada olmak üzere yapraklarin koltugunda uzunca sapli küçük durumlar teskil ederler.Çiçek örtüsü 4 parçalidir.Meyveleri esmer renkte ve findiksidir.Tohum, yag ihtiva eden bir besi dokuya sahiptir.
Türkiyede yetistigi yerler: Hemen hemen bütün Anadolu.
Kullanildigi yerler:Tâze ve güneste kurutulmus dallari kullanilir.Yapraklarinda formik asit ve nitratlar bulunmaktadir. Bu bitkinin yakici tüylerinde formik asit bulundugu birçok yerlerde kayitli ise de tüylerin tasidigi usarede asetilkolin ve histamin vardir. Eskiden romatizma ve siyatikte kullanilirdi. Yapraklarindan hazirlanan infüzyon saç dökülmesine karsi tatbik edilir. Köklerinden sari renkli boya elde edilmektedir. Ayrica, aybasi kanamalarini düzenler, balgam söktürür. Burun kanamasini keser. Haricen tatbik edilirse, çibanlarda faydali oldugu bilinmektedir.
Ihlamur
Ihlamur: Haziran-agustos aylari arasinda beyazimsi-sari renkli, hos kokulu çiçekler açan, yüksek boylu agaçtir. Genellikle ormanlarda tabiî olarak bulunursa da, süs agaci olarak park ve bahçelerde de yetistirilmektedir. Yapraklari sapli, ucu sivri, kenarlari disli, taban kisimlari kalp biçiminde, üst yüzü yesil, alt yüzü beyazimsi yesil ve tüylüdür. Çiçekler, en az üçü bir arada olmak üzere sarkik durumlar teskil eder. Çiçek örtüsü kayik seklinde, sarimsi-yesil renktedir. Meyveleri küre sekilli ve tek tohumludur.Ihlamur agaci filizden iyi büyür. Azami bir sene yasar.
Türkiyede yetistigi yerler: Marmara ve Karadeniz bölgesi.
Kullanildigi yerler: Güzel kokulu çiçeklerinden dolayi ve bir gölge agaci olarak yetistirilir. Ihlamur çiçegi yatistirici, idrar verici, gögüs yumusatici ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanilir.Ihlamur çiçegi banyosunun da yatistirici bir özelligi vardir. Balla karistirilip içilirse mide ülserine faydalidir. Kan dolasimini düzenler.
|
Ülser ve Nedenleri
Ülser, erkeğin midesini daha çok seviyor
"Kötü beslenme, stres, alkol, sigara ve bazı ilaçların kullanımının yanısıra helikobakter ülsere yol açıyor. Tedaviye rağmen iyileşmeyen ülser, mide kanserine dönüşüyor"
dediler.
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Selim Gürel, ülserin genelde mide ve on iki parmak barsağında ortaya çıktığını bildirdi. Hastalığın 1950-1960'lı yıllarda sık görülmesine karşın son 20-30 yıldır özellikle de Pasifik ülkelerinde sıklığının azaldığını belirten Prof. Selim Gürel, "Ülsere helikobakter pilori adındaki bakteri neden oluyor. Bu bakterinin keşfedilmesiyle ülser tedavisinde yeni bir dönem başladı. Ülser nedeni bilinen bir hastalık ve tedaviyle iyileşebiliyor" dedi. .
BAKTERİ MİDE DOKUSUNA HASAR VERİYOR
Peptik ülser hastalığında, mide ortamındaki asit ve pepsinin (sindirim enzimi) etkisiyle mukoza denilen mide dokusunda doku hasarı oluştuğunu anlatan Prof Selim Gürel, şunları söyledi: "Özellikle de onikiparmak barsağı ülserinde başlıca etken yüzde 90-95 oranla helikobakter pilori bakterisi. Bu bakteri yüzde 60-70 oranında da mide ülserine yol açıyor. Bakterinin dışında ülsere neden olan en büyük sebep, inflamasyon önleyici veya ağrı kesici olarak kullanılan "non-steroid antiinflamatuar" olarak adlandırılan ilaçlar. Bunların arasında en önemli sırada aspirin geliyor. Bu ilaçlar mide mukozasını koruyucu faktörleri azaltıyor ve hasar oluşmasına neden oluyor. Mide ve on iki parmak bağırsağında görülen ülserin oluşmasında farklı faktörler çeşitli oranlarda etkili oluyor. Genelde koruyucu faktörler ve zarar veren faktörler arasındaki denge bozulduğunda ülser gelişiyor. Koruyucu faktörler şunlar: Mukus Salgısı bikarbonat salgısı (asit salgısını nötralize eden), mukozal kan akımı, mukozal bağışıklık, epitelyumun bütünlüğü (hücresel arası geçirgenlik)".
Asit salgısı, pepsin, aspirin ve iltihap önleyici ilaçlar, sigara ve alkol, stres faktörleri, mukozal iskemi (kan akımının bozulması) kronik böbrek yetmezliği, kronik bronşit, astım gibi bazı hastalıkların da ülseri tetiklediğini anlatan Prof Gürel, "Peptik ülser tanısında en geçerli ve doğru tanı yöntemi endoskopik inceleme. Gastroskopi yapılarak da kolayca tanı konulabilir. Hastalığın tedavisinde ülsere neden olan sorumlu faktörlerin uzaklaştırılması hedefleniyor. Asit fazlalığı varsa asidi azaltan ilaçların, sebep helikobakter pilori ise antibiyotikli ilaçların, ülsere sebep olan ilaçlar kullanılıyorsa (aspirin gibi) bunların kesilmesi ile ülser iyileşiyor. Günümüzde artık ülser tedavisinde diyetin bir yeri olmadığı ifade ediliyor. Tedaviye rağmen iyileşmeyen ülser söz konusu ise malign (kansere neden olan) ülseri düşünüyoruz. Kansere karşı hastanın durumu mutlaka takip edilmelidir. Gerekirse tekrar gastroskopik incelemeler ile kontrol edilip endoskopik biyopsiler alınmalıdır. Erken mide kanseri
tanısı koymak ve cerrahi girişimler ile hastalıktan kurtulmak mümkün olabilmektedir" diye konuştu.
|
|